Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | demir çubuklar | iron rods n. | ||
He can bend an iron rod with his hands. Elleriyle bir demir çubuğu eğebilir. More Sentences |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | yumuşak halde iken deliklerden geçirilen demir çubuklar | extruded rods n. |
Technical | ||
Technical | geminin manyetizma etkisini yok etmek için pusulanın yakınına yerleştirilen mıknatıs, yumuşak demir küreler veya çubuklar | compensator n. |
Technical | geminin manyetizma etkisini yok etmek için pusulanın yakınına yerleştirilen mıknatıs, yumuşak demir küreler veya çubuklar | compass corrector n. |
Architecture | ||
Architecture | camlı pencerelere ait kurşun levhalarının sabitlendiği küçük demir çubuklar | saddle bar n. |